Kazançlı Bahis Forumları

Deneme bonusları hakkında detaylı incelemeler yapan kaliteli bet forumları sayesinde en iyisini bulun.

  • Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis ve kumar oynatılmamaktadır! Bahis Forumları Sitesi, Türkçe dilini kullanan ve Türkiye dışında yaşayan kişileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenmektedir. Bahis Forum sitesinde tanıtılan bahis firmaları Türkiye Cumhuriyeti kanunlarınca yasal olmayabilir, Türkiye'de ikamet eden ve paylaştığımız iddaa tahminlerini takip eden kişiler Sportoto bayileri olan; Bilyoner, Nesine, Tuttur, Birebin, Misli ve Oley web sitelerinden bahis yapmalıdır. Digitürk ve D-Smart gibi platformların sahip olduğu telif haklarından ötürü sitemizde yayınlarına yer verilmemektedir.

    Skype : live:.cid.a929326185b46229

Müsilaj tehlikesi geri mi dönüyor? Denizin altında "uyuduğu" ortaya çıktı

neyimvarki

New member
Müsilaj tehlikesi geri mi dönüyor? Denizin altında

Geçen senelerde Marmara Denizi'nde görülen müsilajın deniz altında varlığını sürdürdüğü belirtildi. Uzmanlar, deniz altındaki müsilajın yüzeye çıkmasının her an muhtemel bir durum olduğunu dile getirdi.

xr0s50J6R0WQFiDTQcoynw.jpg

Marmara Denizi'nde 2021 yılında görülen müsilaj tehlikesinin ardından, konuyla ilgili uzmanların araştırmaları sürüyor. Tekirdağ NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi'nde 2021 yılında görülen müsilajın yeniden deniz yüzeyine çıkabileceğini söyledi.
dJRe8kLgM0StZLMjYT_tPQ.jpg

Yapılan çalışmaların, müsilajın denizin daha derinlere indiğini gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Tecer, "Müsilajı oluşturan sebeplerden bir tanesi Marmara Denizi'ne bırakılan atıklar, arıtılmış ve arıtılmadan bırakılmış sular ve bu atık suların içerisindeki azot ve fosfor gibi besin maddeleri. Bu kaynakların Marmara Denizi'ne deşarjının önüne geçilmediği sürece, mutlaka ve muhakkak müsilajın yüzeye çıkması ihtimali her zaman var. Fakat müsilajın yüzeye çıkmamasının, derinlerde kalmasının aslında iyi bir şeymiş gibi değerlendirilmemesi lazım çünkü denizin üstünde olduğu gibi denizin altında da yaşamsal bir hayat, ekolojik bir sistem var. Oradaki mercanlar, suya oksijen veren bitkiler, planktonlar gibi türler var. Balıkların da korunma ve üreme bölgeleri, hep denizin alt bölgelerinde." dedi.
G9OZw7eun0Wi9-Z2yBdkxA.jpg

Dolayısıyla müsilajın yüzeyde olması ve derinde olması olumsuz etki açısından değişmediğini dile getiren Tecer, "Orada da olsa, yüzeyde de olsa olumsuz bir etkisi var. Fakat bu olumsuz etkinin yüzeye çıkması başka sorunlara da sebebiyet veriyor." ifadelerini kullandı.
pmBQ8ugnfUSjVoreZhrr8A.jpg

Prof. Dr. Tecer, "Bu müsilajı oluşturan sebepler ortadan kalkmadığı sürece, ki bunlardan bir tanesi akıntının yavaşlaması, diğeri deniz suyu sıcaklıklarındaki artış diğeri de antropojenik olarak insan etkisiyle bu bölgeye, Marmara Bölgesi'ne deşarj edilen atık sular. Yani düşünün tek İstanbul'da bile günde 8 milyon ton atık su, bir kısmı arıtılmış, bir kısmı birinci arıtılmadan sonra denize bırakılıyor ki; bu müsilajı oluşturan sebeplerden en önemlisidir. Dolayısıyla denizin altında müsilajın, denizin yüzeyine çıkması her an muhtemel beklenen bir şey ama denizin altında olması da içimizi rahatlatan bir durum değil." diye konuştu.
7TMxxQ3SWEu6r5uRHCFA8Q.jpg

Müsilajla mücadele noktasında Marmara Denizi'ne yapılan derin deşarjın önüne geçilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tecer, müsilajın oksijeni tükettiğine ve balıkçılıktan turizme kadar bütün faaliyetlerin etkilendiğine dikkat çekti. "Yapılacak şey şu, küresel iklim değişikliğiyle, küresel anlamda ülke olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Yani iklim değişikliğiyle nasıl mücadele ediliyorsa, karbon azaltılma stratejileri nasıl hayata geçiriliyorsa, bunlara devam etmeliyiz." değerlendirmesinde bulunan Tecer, "İkincisi son yaşanan müsilaj sorunundan sonra Marmara Koruma Eylem Planı çıkartıldı. Burada öne çıkan şey buraya olan deşarjların; atık su, arıtılmış ya da arıtılmadan yapılan deşarjların önüne geçilmesi. Yaklaşık 25 milyon insan yaşıyor Marmara Denizi'nin kıyısında ve 7-8 il var biliyorsunuz. Sadece İstanbul'dan günde 8 milyon ton atık su deşarj ediliyor. Dolayısıyla bunlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Yani ileri biyolojik arıtmalar olmalı." dedi.
 
Üst