neyimvarki
New member
İstanbul, Marmara’da yaşanması beklenen olası büyük depremi beklerken kentteki yapı stokunun durumu tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Şehrin merkezi noktalarından Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’nın hemen karşısında bulunan apartmanların çürüyen demirleri ve derin çatlakları dikkat çekti.
Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’nın karşısında bulunan bazı apartmanların olası deprem riskine karşı dayanıksız görüntüsü dikkat çekti.
Mezarlığın karşısında yer alan birçok apartmanın betonunun döküldüğü, demirlerinin çürüdüğü ve beton üzerinde derin çatlaklar oluştuğu görüldü.
Deniz kumu kullanılarak yapıldığı öne sürülen ve çoğunluğu 50-60 yıllık olan binaların birçoğunun altında ise mezar taşı üretimi yapan mermer işletmeleri var. Apartmanın balkonun altının neredeyse tamamının döküldüğü görülürken, çevredeki esnaf da apartmanlardan zaman zaman beton parçalarının koparak caddeye düştüğünü belirtti. Bölgede kiraların ortalama 20 bin lira ile 50 bin lira arasında değiştiği de öğrenildi.
Apartmanların görüntüsü çevrede yaşayanları da tedirgin ediyor. Bölge sakinlerinden Hakan Yılmaz, “Apartmanın demirleri çıkmış, belli ki su çekmiş, zor burada. Burada yaşayanın mezarlığa bakıp düşünmesi lazım. Alt katlarında bir bakım da yok. Altlarında da mezar işleri yapan iş yerleri var. Karşısı Karacaahmet Mezarlığı ölüm çok yakın” diye konuştu. Bir başka vatandaş ise kira fiyatlarına dikkat çekti. “Eminim kirası uygun olduğu için orada oturuyorlardır.” diyen vatandaş, “Konforlu, deprem yönetmeliğine uygun bir evde oturmanın bedelini ödeyecek durumda olmadığından orada yaşıyor olabilirler. Burada yaşayanlar bu güzergahı görenler artık mezarlık manzarasına alışıp, görmemeye başlıyor orayı. Yapacak birşey yok üzücü ama orada da oturmak zorundalar.” dedi. Bölgenin eski bir bölge olduğunu belirten vatandaş, “Dönüşüme girmesi, tamamının yapılması için büyük bir devlet desteği gerekiyor. İnsanların kalacak bir yerinin olması gerekiyor ki evleri yapılsın. Görüntü ürkütüyor ama biz de alıştık, bizim gittiğimiz yerler de böyle yerler olduğu için. Bir noktadan sonra İstanbul’da yaşayan biri buna alışmazsa burada yaşayamaz zaten.” dedi.
Apartman sahibi ve 51 yıldır aynı yerde mezar taşı üretimi yapan Şaban Öztürk, şunları anlattı: “O zamanın malzemesi deniz kumuydu, bunlar deniz kumuyla yapıldı. Tuzlu su olduğu için bir de rutubet çekerse, pas yapıyor demiri çürütüyor. Bir de eski binalarda beton ölçümleri yapılmadığı için göz kararı yapılan işlerdi bunlar. 1973 senesinden beri burada mermer işi yapıyorum. 12 yaşından beri bu işte çalışıyorum. Benim işim bu. Ölümün her zaman hatırda olması lazım. Bir nefes aşağı bir nefes yukarıya, genci ihtiyarı yok. Bir bina çöktü yanda. Alttan destek yaptılar. Beton dökülüyor. Ben burada yokken buraya çivi çakmışlar. Su aldı betonun köşesi koptu. Deniz kumuyla yapıldı.”
Öztürk, kentsel dönüşüme başvurulmadığını söyleyerek, “Neden başvurulmadığını bilmiyorum. Pek fazla uyum sağlanamıyor. Burayı kendi imkanlarımızla yapmamız zor. Buraya 2,5 kat verseler, müteahhit gelir yapar. Herkes elini cebine sokmadan binayı da yapar evine de girer. Deprem sıkıntısından da kurtulur. Belediyelerin kat imarlarını yükseltmesi lazım. 10-20 kat versinler demiyoruz. 2,5 kat verseler bu iş biter.” diye konuştu.