neyimvarki
New member
İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehirde yaya yollarına araç park edilmesini önlemek amacıyla kaldırımlara beton dubalar yerleştiriliyor. Bu dubalar park sorununun çözümünde etkili ancak olası kazalarda ise yaralanma ve ölüm riskini artırıyor.
İstanbul’da artan araç yoğunluğu kentsel ulaşımda park etme problemlerini de beraberinde getiriyor. İnsanlar günlük işe gidiş gelişlerini ve aktivitelerini sağlamak için araçlarını, uzun ve kısa süreli olarak ikametlerinin yakınlarına park ediyor.
Sokakların, cadde ve yolların tıkanmaması için birçok belediye beton duba kullanmaya başladı. Bu dubalar park etme probleminin engellenmesinin yanı sıra bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Kaldırımlarda yaya güvenliğini sağlamak amacıyla yerleştiren beton dubalar bazı durumlarda yaralanma ve ölümle sonuçlanabilen ciddi problemler doğmasına neden olabiliyor. “YAYA YOLU MİMARİSİ PROBLEMİNİ GÖSTERİYOR” Uluslararası Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe, beton dubaların konumlandırılmasının şehir içindeki trafik, kaldırım ve yaya yolu mimarisi problemini gösterdiğini anlattı. Belediyelerin park etme problemini çözmek için kaldırımlara beton dubalar yaptığını belirten İntepe, “Daha önce plastik dubalar vardı, araçlar üstüne çıkardı. Plastikler zaman içerisinde bozuldu, kırıldı. Daha kısa, mantar halleri vardı. Mantar dubaların araçlar üzerinden geçti ve şimdi daha yüksek bir betonarme yapıldı. Bu yüksek betonun sebebi trafikteki düşük medeniyet seviyemiz.” diye konuştu.
İntepe, özellikle İstanbul’da ciddi bir park sorunu yaşandığına dikkati çekerek, “Parklanma olduğu zaman, arka tarafa doğru trafik şişiyor ve tıkanıyor. Ana güzergahlarda bunları göremezsiniz, çelik bariyerler görürsünüz ama şehir içindeki sokak arası trafiğinde maalesef belediyeler böyle bir çözüm buldu. Bazen çok işe yarıyor ama bazen de bir kazayla ölümle sonuçlanabiliyor.” ifadelerini kullandı. Sokak aralarında çok enteresan kazaların da yaşanabildiğini dile getiren İntepe, şunları kaydetti: “Kaldırımda yürüyen birine araba çarpabiliyor çünkü sürücü uykusuz olabiliyor, alkollü olabiliyor, kaldırıma çıkıyor ve yayayı eziyor. Bu bariyer onu önleyebilir. Parklanmayı önlediği gibi böyle bir emniyet de sağlar. Bir taraftan da olan kazaların aksiyonunda yayaların daha emniyetli yürümesini sağlamış oluyorsunuz. Fakat bir kaza sırasında düştüğünüzde ölümcül sonuç doğurabilir. Bizim trafik mimarisindeki kültürü yenilememiz lazım. Trafikte güzergah yapılarımızı değiştirirken yaya yolu ve bisiklet yolu diye ayrım yapmak zorundayız.”
İntepe, beton dubaların kaldırılmasından ziyade bu durumla ilgili yayaların ve sürücülerin bilgilenmesi gerektiğini belirtti. Yurt dışında bu tip örneklerin görülmediğini vurgulayan İntepe, “Dünyada bunu birine sorduğunuzda ‘kaldırım’ diyor, ‘yaya geçidi’ diyor, niye olduğunu sorguluyor. Bizim ülkemizin kültür yapısında bunu bir aksiyon olarak buldular ve belediye bunu yapıyor. Hem varken hem yokken problem.” yorumunu yaptı. VATANDAŞLAR RİSKLİ BULUYOR Vatandaşlardan Burhan Güzelcik, bu dubalar olmayınca araçların kaldırıma park edildiğini anlatarak, “O zaman çift taraflı bir eğitim gerekiyor. Devletimizin kurallarını işler hale getirmesi, vatandaşları çok iyi eğitmesi gerekiyor. Almanya'da, Hollanda'da böyle taşları göremezsiniz, hakaret sayarlar.” dedi. Yol kenarlarına araç park etmek için çizgilerin yeterli olduğunu kaydeden Güzelcik, “Burada arkadaşımla konuşurken bir adım geri attım, çok sert bir kaya, buna çarptım. Yaşlı insanlar, kafası dalgın insanlar yürürken bunlara takılıp düşebiliyor, yaralanıyor. Bunlara hiç gerek yok. Plastik bariyerleri kırıyorlar, dükkan sahipleri ya da vatandaşlar söküp arabalarını alıyor. Onlar da sürdürülebilir değil.” ifadelerini kullandı. Dubaların yalnızca park etmeyi lanmayı önlediğini ancak yayalar için tehlikeli olduğunu savunan Murat Keskin de, “Beton bariyer yerine plastik bariyerler olsa insan sağlığı açısından daha iyi olur. En ufak bir düşmede insanın kafası yarılıyor, kolu kırılıyor. Daha sağlıklı şeyler yapılabilir. Araçlar beton bariyerler olmadığı zaman kaldırıma çıkıyor. Böyle yapılması güzel ama beton yerine daha sağlıklı bir şey yapılabilirdi.” şeklinde konuştu.
Kurye olarak çalışan Maşallah Alış ise beton dubalar nedeniyle 20’den fazla kaza atlattığını ve beton dubaları bazen göremediklerini belirterek, şunları kaydetti: “Bir kere park etmemle otobüsün vurması bir oldu, böyle bir bariyer olsa kafamı vurmuştum çünkü kaskımı çıkarmıştım. Buna kafamı vurmam demek ölüm riski ya da sakatlık riski demek. Bunu anlatamıyoruz. Bunların yerine plastik bariyer olabilir, ölümcül olmayan plastikler kullanılabilir. Bazen ayağımız kayıyor, takılıyor. Motoru park ediyorum ama dubayı görmüyorum.”